Müzik öyle bir denizdir ki, ben paçaları sıvadım hala içine giremedim. Dede Efendi

16 Nisan 2013 Salı

ARABESK MÜZİK VE TARİHÇESİ


 
Arabesk, Türkiye'ye özgü, oryantal bir halk müziği türü. Genellikle duygusal olan şarkı sözleri; umutsuz aşkları, günlük dertleri, umutsuzluğu ve başarısızlığı konu edinir. Küçük bir kısmı ise entrümantaldir.
Fransızcadan Türkçeye geçen arabesk sözcüğü "Arap tarzı" anlamına gelir. Arabesk, Arap müziği değil; Arap ezgilerinden ve usûllerinden esinlenen bir Türk müziği türüdür. Klasik Arap müziğinin klasik Türk müziğinden geniş ölçüde ayrılması sebebiyle Arap müziği Türkiye'de benimsenmemiş, fakat sonra Türk sanat müziği ve Türk halk müziğine Arap ezgileri ve usûlleri eklenerek arabesk müzik doğmuştur.
Türkiye'de arabesk şarkı şekli ilk kez 1940'lı yıllarda Haydar Tatlıyay ve diğer birkaç şarkıcı tarafından ortaya çıkarılmıştır.1938 yılında Arapça şarkılar yasaklanmış fakat bu müziği çalan Kahire Radyosu, Türkiye'de de çektiği ve sevilerek dinlendiği için bu yasak başarılı olmamıştır. 1960'lı yıllarda Orhan Akdeniz, Ahmet Sezgin, Abdullah Yüce ve Hafız Burhan Sesyılmaz gibi bazı şarkıcılar Araplardan alınan raks müziğini Türkçe şarkılar için kullanmışlar ve böylece Türkçe arabesk ortaya çıkmıştır.
Daha sonra Orhan Gencebay gibi bazı şarkıcılar arabeski Anglo-Amerikan rock n roll müziği ile birleştirmiş, İbrahim Tatlıses, Ferdi Tayfur, Müslüm Gürses, Azer Bülbül, Emrah, Mahsun Kırmızıgül ve Hakkı Bulut gibi isimlerse arabeskin en ünlü icracıları arasına katılmıştır. Bergen ise 80'lerde zirveye çıkan arabesk müziğin en önemli kadın temsilcilerinden biri olmuştur. Arabesk, zamanla kendi içinde Arabesk pop, Arabesk rock gibi alt başlıklara ayrılmıştır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder